Dayatılmış dar kimlik ve cinsiyet politikalarına karşı geliştirilmiş portreleri ile dikkat çeken Özer Toraman, “The First Dream” başlıklı kişisel sergisiyle 27 Ocak – 11 Mart tarihleri arasında Bozlu Art Project Nişantaşı’nda. Toraman cinsiyetçi konturlardan uzak figürleri ile erkek / kadın ikiliğinin dışında bir tekilliği sorgularken, izleyiciyi, duygu, düşünce ve arzularıyla baş başa bırakarak, farklı bir bakış açısına davet ediyor.

Yapıtlarında masumiyeti simgeleyen açık pastel renkleri, özellikle mavi ve uçuk pembeyi tercih eden sanatçı, cinsiyetçi kategorizasyonun sınırları üzerine düşünürken, bu kavramları yeniden ele alarak iki cinsiyete de ait olmayan melez figürler yaratıyor. Bu portrelerin kimileri netlikleriyle dikkat çekerken, kimileri de bulanık imgeler olarak bilinç dışımızdaki farklı kimliklere gönderme yapıyor.

Hayal gücünün, insanların hayata anlam verebilmesine olanak sağladığına dikkat çekmek isteyen Özer Toraman ¨Bir imgeyi sınırsızca hayal edin!¨diyor ve şöyle devam ediyor serginin odak noktasını anlatırken:

 ‘’ ..tuvallerime taşıdığım kadrajlar ile düşleme ve hayal etme üzerine dikkat çekmek istiyorum. Çünkü, hayalin gelecek tasarımı olduğunu, bilinçli ya da bilinçsiz, hayatı yönlendirdiğini yaşamımızda görebiliriz. Hayal insanın kendi içindeki gerçeğidir. Sadece gerçek ve sanalın iç içe geçtiği bu illüzyonlar evreninde, biz neredeysek gerçeğimizde orası olmaktadır. İnsan, başkasına kabul ettirmeden de kendi kendine -hayal- ile mutlu olabilir. Dış gerçeğin acı koşullarını hayaller ile bertaraf edilebilir. Hayal bu yüzden önemlidir! Hayal, insanın kendi kendine yetmesidir. Tüm suçları ortadan kaldırabilecek bir tatmin aracıdır. Rüyalar, hayaller ve düşler duygu dünyamızın yansımalarıdır.¨